EuroTrans Başkanı Salim Haffar MİB’i Ziyaret Etti

Makina İmalatçıları Birliği ve Türkiye temsilcisi Salim Haffar ile EuroTrans, Güç Aktarım Sektörü, Eğitimler ve projesi Technomads hakkında konuştuk.

Artun Bölgen (AB): Salim Bey, öncelikle derneğimize hoş geldiniz. İlk kez ziyaret ediyorsunuz MİB merkezini. Sizi burada görmek çok güzel.

Salim Haffar (SH): Hoş bulduk, teşekkür ederim.

AB: Türkiye ve MİB temsilcisi olarak Avrupa Güç Aktarma Organları Birliği EUROTRANS’ın başkanlık görevini yürütüyorsunuz. Kısa bir süre önce bu göreve başladınız. Başkanlık görevini yürüttüğünüz bu dönemde yapılan EUROTRANS çalışmalarından bahsetmek ister misiniz?

SH: EuroTrans başkanlığı sürecim yaklaşık olarak bir sene önce başladı. EuroTrans Avrupa’daki bütün ülkelerdeki dernekleri birleştiren 50 yıllık bir çatı kuruluşudur. 3 farklı temel konu üzerinde çalışmalar yürütüyoruz. Birincisi lobi çalışmaları yapılıyor. Sektörümüzün tanıtımını Avrupa Birliği ülkelerinin tamamında gerçekleştiriyoruz. İkinci ana çalışma başlığımız ise komisyonlar. Özellikle Mevzuat ve Ar&Ge konusunda EuroTrans bünyesinde çalışan komisyonlar bulunmaktadır. Bu komisyonların geçmiş senelerde yayınladığı kitaplar, teknik dökümanlar hatta sözlükler var. Üçüncü temel çalışma konumuz da eğitim konusu. Şu anda EuroTrans, dişli konusundaki en kaliteli eğitimi veren kurum diyebiliriz. Avrupa’nın çeşitli üniversitelerinin eğitimcileri ve sektör duayenleri uzmanlık isteyen konularda eğitimlere katılım gösterip dersler veriyorlar. Bu eğitimler son senelerde online olarak verilmeye başlandı pandemi sebebiyle ama kısa sürede yüz yüze eğitime geri dönmeyi planlıyoruz. 

Başkanlık sürecimde ben ne katmaya çalışıyorum? Pandemi sürecine denk gelen süreçte biraz online bir perspektif katmaya çalıştım. Çalışmalarımızın internet üzerinden yürütülmesi ve dijitalleşme konusunda daha fazla ağırlık verilmesini sağladığımı düşünüyorum. Bütün, komisyon ve toplantılar online oluyor. Bazı konularda online olmak avantajımıza oldu. Uzun zamandır mesafe ve masraflar sebebi ile toplantılara katılamayan kişi ve dernekleri çalışmalara dahil etme fırsatımız oldu bu süreçte. Tabii olarak Türk firmasından ve Türk sanayisinden geldiğim için farklı bir bakış açsısı da sunmaya çalışıyorum. Kendi perspektifimizden görüşleri de ön plana çıkarmaya çalışıyorum.

AB: Pandemi sürecine denk gelen bir EuroTrans başkanlığı süreciniz var. En azından EuroTrans başkanlığını bir dönem daha yürütmeyi istiyor musunuz? Önümüzdeki süreçte yapmayı düşündüğünüz çalışmalar üzerinde de bilgilendirme yapabilir misiniz?

SH: Yaklaşık bir senedir EuroTrans başkanlığını yürütüyorum. Eğer EuroTrans üyesi ülkelerin temsilcileri de kabul ederlerse önümüzdeki bir dönem daha görevimi sürdürmeyi hedefliyorum. Bu dönemde başladığımız projeleri devam ettirmek ve sonuçlandırmak en önemli hedefim. Kurumun dijital altyapısının güçlendirilmesi ve görünürlüğünün arttırılması bu önemli bir konu. İkincisi EuroTrans eğitimlerin daha da güçlendirilerek konuların derinleştirilmesi. Bahsettiğim şey farklı dillerde eğitim verilmesine başlanması olabilir. Farklı lokasyon ve konularda eğitimlerin çeşitlendirilmesi üzerine bir çalışma yapmayı düşünüyorum. MİB ile 2022 yılında Türkçe olarak verilmesi planlanan bir eğitim üzerine de çalışıyoruz. Üyelerimize ve sektör paydaşlarına önemli bir katma değer katacağına inanıyorum eğitim programının.

Eğitimler dışında Avrupa dışındaki benzer sivil toplum kuruluşları ile de iletişime geçerek bazı çalışmalar başlattık. AGMA (American Gear Manufacturers Association) ve JGMA (Japanese Gear Manufacturers Association) ile bir araya gelerek en azından tanışmak mümkünse standartların paylaşımı ve standartların uyumlaştırılması konusunda çalışmalar yapmak niyetindeyim. Umarım iki-üç sene içinde belirli bir yol kat etmiş oluruz.

AB: Avrupa’dan ve dünyadan biraz daha ülkemize doğru dönelim isterseniz şimdi. Türkiye sizce güç aktarımı konusunda söz sahibi bir ülke olmak için kısa, orta ve uzun vadede neler yapmalı, nelere dikkat etmeli?

SH: Ülkemizden yapılan güç aktarım organları ihracatı epey artmış durumda. Bir milyar dolar seviyesine yaklaşmış durumdayız. Türk firmaları da bazı redüktör gruplarında yurt dışında bilinir hale gelmiş durumdalar. Bunu hem kaliteli imalat yaparak hem de güven vererek elde etmiş durumdayız. Rekabetçi yapımızı kullanarak bu duruma kadar gelişebilmişiz.  Bir Alman ya da Amerikan firması kadar büyük olmasak da rekabetçiliğimiz üst düzeyde. Ben de dünya ticaretine baktığımda Türkiye’yi rekabetçi bir yerde konumlandırıyorum. Orta ve uzun vadede dünyada genelinde önemli bir yer edineceğini düşünüyorum. 

Tabii bunu sağlamak için önemli bir teknolojik gelişim içine girmeliyiz. Trendleri takip etmemiz gerekiyor. İki büyük trend var şu an dünyada. Birincisi verimlilik ikincisi ise dijitalleşme. Ülkemizde çeşitli firmalar bir araya gelip bu konularda çalışmalar yapmalı.

Dünya genelinde de büyük bir hareketlilik var güç aktarım sektöründe. Büyük firmalar el değiştiriyor. Misal Siemens gidip bir redüktör firması satın alıyor. Sonra satıyor, Sonra bu firmanın içindeki başka bir firma daha başka birine satılıyor. İş birlikleri ve ortaklıklar oluşuyor. Redüktör eskiden tamamlayıcı bir ürün olarak biliniyordu. Şimdi motoru ve redüktörü bir arada veriyoruz. Bu sebeple redüktör firmaları artık yeni ortaklıklar kurmak zorunda. Belki birbirleri ile yeni köprüler ve ortaklıklar kurmaları gerekiyor.  Bunlar orta vadede gerçekleşmeli. Uzun vadede ise bazı üyelerimizin yaptığı gibi yurtdışında şubelerimizin açılması gerekiyor. Tek noktadan ihracat döneminin yavaş yavaş sonuna gelinmekte. Artan lojistik bedelleri, termin sürelerinin uzaması zorlukların artması demek.  Yaptığımız analizler doğrultusunda belki ufak çaplı montaj firmalarının Avrupa’da, Kuzey ve Güney Amerika’da oluşturulması gerekliliğini bize gösteriyor. Daha hızlı termin sürelerinin verilmesi, pazar ihtiyaçlarının daha yakından takip edilmesi konularda bu yerler bizim ilk adımlarımız olacak. 

Şu an Türkiye’deki firmalar iyi bir teknoloji seviyesine ulaşmış, ciddi bir bilgi birikimine sahip durumdalar.  Fakat farklı ülkelerdeki dinamikleri takip etmek konusunda zayıf kalıyorlar. Bu yüzden farklı ülkelerde kurulacak bir şube ya da montaj fabrikası o bölgedeki dinamikleri daha yakından takip etmelerine olanak sağlayacaktır.

AB: Ülkenin potansiyeli var dediniz. Peki, sizce Türkiye’deki firmalar katma değerli üretimin temeli olan Ar-Ge’ye yeterince kaynak ayırabiliyor mu veya kaynak ayırmadan önce ne yapması lazım firmaların?

SH: Şu an MİB’e ve doğal olarak EuroTrans’a üye olan firmalar büyük yatırımlar yapıyorlar. Test odaları inşaa ediliyor, Ar&Ge merkezleri kuruluyor, yeni ekipler alınıyor fakat hala daha zayıf kaldığımız bazı noktalar var. Teknoloji konusunda Türkiye’de iki farklı bakış açısı var. Biri makine teknolojileri üzerine. Türk firmaları teknoloji için büyük harcamalar yapıyor. Daha hızlı, hassas ve yenilikçi teknolojilere yatırım yapıyoruz. İnsan konusunda daha fazla yatırım yapmamız lazım. Biz EuroTrans eğitimlerinde Türkiye’den daha fazla katılımcı görmek istiyoruz.  Katılımcı kişiler ciddi bir bilgi birikimi kazanmış olacaklar. Ayrıca ülkemizde insan kaynağı konusunda her zaman bir dil limitimiz oluyor. Bunu önemli bir sorun olarak görüyorum. İngilizce eğitimler, dokümanlar, makaleler, Ar&Ge gibi birçok konuda İngilizce veya ikinci bir dilin çok iyi bilinmesi gerekiyor.

Katma değer konusunda ise daha önce söylediğim gibi birlikte iş yapma kültürümüzün oluşması gerekiyor. Redüktör imalatçılarının bir araya gelmesi gerekiyor. Sonra makine imalatçıları ile bir araya gelmemiz gerekiyor. Farklı redüktör teknolojilerinin imal edilebilmesi, daha yaygın kullanımı ve katma değerli imalat için köprüler kurulması şart.

AB: Ben biliyorum ama röportajı okuyanların da haberinin olmasını istiyorum. Technomads diye bir girişim var bununla ilgili bilgi vermek ister misiniz? Ya da başka bir konuda eklemek istediğiniz şeyler varsa, onları da alalım.

SH: İki sene önce kurduğum bu derneği konuşma fırsatı verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Technomads’i kurma amacım daha öncede belirttiğim gibi eğitim vermek ve bir vizyon katmak öğrencilere. Birlikte çalıştığımız firmaların da katkı verdiği şekilde bir karavanı dolduruyoruz. Bu karavandaki malzemeleri arabamın arkasına bağlıyor ve senede iki-üç kez uzaktaki üniversitelere ve meslek okullarına gidiyorum. Laboratuvarlarına katkıda bulunmaya çalışıyorum. Hem vizyon katmanın yanında hem de bu üniversitelerde eğitim gören öğrencilere çeşitli çalıştığım firmalarda stajlar da ayarlıyorum. Sponsor olan firmalardan bazen hurda, bazen raflarda unutulmuş ve tozlanmış fuar malzemeleri, bozulmuş prototipler toplayıp gerekli bakımı yapıp uzak yerlerdeki üniversitelere ve meslek okullarına hediye ediyorum.

Buradaki en büyük amaç oradaki öğrencilere sadece kitaplardan gördükleri değil gerçek malzeme sunmak, dokunabilecekleri, sökebilecekleri, üzerinde çalışabilecekleri bir makine parçası vermek. Belki tutkularını belki de meraklarını ortaya çıkarmak. 

Şu ana kadar yaklaşık 5.000 öğrenci ile temas kurduk. Amacımız bu sayıyı önümüzdeki yıllarda daha da fazla artırmak. 20.000 öğrenciyi hedefliyoruz. Bunu başarmak için daha çok üniversiteye gitmemiz gerekiyor, daha çok seminerler düzenlemeyi düşünüyoruz, daha çok malzeme vermeyi düşünüyoruz. O yüzden, herhangi bir sektörden, herhangi bir firmadan destek almaya hazırız. Tekrar söylüyorum, bu destek maddi destek değil, daha çok malzeme desteği olması lazım. MİB’in değerli üye firmalarına da sesleniyorum. Atıl vaziyette duran, çalışmayan, durduğu yerde paslanan işe yaramayan malzemeler varsa ellerinde lütfen bizlere sizin aracılığınız ile ulaştırsınlar. Technomads aracılığı ile uzak diyarlara da ulaştıralım bu malzemeleri. Belirtmek istiyorum ki hepsi bu tür yardımları yapıyor. Yakınlarda bir yerlere yapıyorlar. Belki biraz daha uzaklara gitmesi için çaba gösterebiliriz. Reklam amaçlı olarak değil, tamamen öğrencilere bir bakış açısı kazandırmak için bunu bağımsız şekilde gerçekleştiriyorum. Aslında bunlar bizim geleceğimiz, bizim gelecek senelerdeki insan havuzu, fikir havuzu ve en önemlisi umut havuzumuz bu gençler.

AB: Ben de teşekkür ediyorum bu güzel çalışma için. Benim de çağrım olsun MİB üyelerine, sizin de söylediğiniz gibi atıl durumda bulunan malzemeleri eğer bizlere veya direkt olarak sizlere ulaştırırlarsa MİB üyeleri ben de elimden gelen desteği yapacağıma dair söz veriyorum.

SH: Çok teşekkür ediyorum, çok sağ olun.

Benzer İçerikler

Bu websitesi, kullanıcı deneyiminizi geliştirmek için yalnızca zorunlu çerezleri kullanmaktadır. Anladım