Yönetim Kurulu Başkanımız S. Emre Gencer: Makine imalatçıları açısından 2021 yılı, başarılı sonuçların elde edildiği bir dönem olarak kayıtlara geçti. Yılın ilk üç çeyreğinde makine yatırımları sırasıyla yüzde 35,2, yüzde 30,5 ve yüzde 17,5 gibi yüksek oranda büyüdü. Makine yatırımlarındaki bu eğilimin halen sürdüğünü gözlemliyoruz. Sektörümüzün geçtiğimiz yıl dış pazarlarda gösterdiği başarı da dikkat çekiciydi. Makine ihracatı 2021’de bir önceki yıla göre yüzde 23,3 artarak 23 milyar dolara yükseldi. Bu artışı sağlayan temel faktörler içinde; salgının başladığı dönemde uygulamaya geçirilen programlar üzerinden imalatçılarımızın ihracat ve işletme kredilerine erişimlerine sağlanan kolaylıklar ön plana çıktı. Bu yılın ilk yarısında da AB başta olmak üzere ana pazarlarımızda makine talebinin yüksek seyredeceğini bekliyoruz. Dolayısıyla bu yıl da ihracatımızda oldukça güçlü bir artışın olması ihtimali yüksektir. Bu durum, 2022 yılı sonunda makine ihracatımızın 26 ila 27 milyar dolar seviyesine ulaşabileceğine işaret ediyor. Ancak, bu gelişmeyi olumsuz etkileyebilecek risklerin varlığını da göz ardı edemeyiz. Enerji, emtia ve lojistik hizmet fiyatları yüksek kalmaya devam ederken, bu durum sektörümüz açısından ek işletme sermayesi ihtiyacını da doğuruyor. Bu sorunların aşılması amacıyla, KGF ve reeskont kredilerinde limitlerin artırılması ve faizlerin düşürülmesi yararlı olacaktır. Diğer taraftan, dış pazarlarda rekabet ettiğimiz Avrupalı firmalar, düşük faizli ve uzun vadeli kredilerle desteklenen satış teklifleriyle firmalarımızın karşısına çıkıyorlar. Ülkemizde de durum çok farklı değil; kamu projelerini üstlenen firmalarımız, bu tür kredilerin avantajları nedeniyle yabancı menşeli makineleri tercih edebiliyorlar. Makine sektöründe önümüzdeki yıllarda daha güçlü bir ihracat artışı için dış satımlarımızın benzer vade ve faizli Eximbank kredileriyle desteklenmesine ihtiyaç duyuyoruz. Öte yandan, makine ihracatımızda geçtiğimiz dönemde yakaladığımız ivmenin uzun vadede sürdürülebilmesi, sektörün orta-yüksek ve yüksek teknoloji seviyeli üretime geçişte göstereceği başarıyla doğrudan ilişkilidir. Sanayi Hamlesi Programı kapsamında geçtiğimiz yıl uygulanmaya başlanılan yatırım projelerinin bu dönüşüme yeni bir ivme kazandırdığını gözlemliyoruz. Bu sürecin daha da hızlandırılabilmesi için, makine yatırımlarına uzun vadeli ve düşük faizli Merkez Bankası kaynağı sağlanması faydalı olacaktır. Makine imalatının desteklenmesine yönelik atılan diğer bir önemli adım da, ülkemizde üretilen makinelerin üçüncü ülkelerden ithalatının teşvik sistemi kapsamı dışına çıkarılmış olmasıdır. “Yerli Malı Tebliği” ve “Sanayi Ürünlerine Yönelik Satış Sonrası Hizmetleri” mevzuatında, haksız rekabeti önleyecek nitelikte değişikliklerin yapılmasını hedefleyen çalışmaların sonuç aşamasına getirilmiş olması da sevindiricidir. Kamu alımlarında TURQUM® markasının zorunlu hale getirilmesi de bu süreci destekleyecektir. Benzer şekilde, sektörümüzün açık ara en büyük pazarı olan AB’deki gelişmelere uyumda göstereceğimiz başarının da sektörümüzün gelecekteki ihracat performansını belirleyeceği kuşkusuzdur. Bu itibarla, Dijital Tek Pazar ve Avrupa Yeşil Mutabakatı mevzuatına uyum çalışmalarının hızlanması sektörümüz açısından son derece önemlidir. Son yıllarda birçok alanda iyi ilişkiler içerisinde olduğumuz Rusya’ya yönelik makine ihracatımız 1 milyar dolar seviyesine yaklaştı. Mısır, BAE ve Suudi Arabistan gibi geleneksel pazarlarımıza da siyasi ilişkilerimizdeki normalleşmeye paralel olarak, bu yıl güçlü bir dönüş yapacağımızdan kuşku duymuyoruz.
AB Dijital Tek Pazar ve Yeşil Mutabakat Mevzuatına Hızlı Uyum Sağlamalıyız
59